Ekonomi tarihine “Kara Salı” olarak geçen kur patlaması ve ekonomik yıkım kararları ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisine bağlı Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) “dövizde manipülasyon” incelemesi talimatı verdi. Yarattığı ekonomik enkazın sorumluluğunu atmaya, toplumdaki yaşanan infiali bastırıp manipüle etmeye çalışıyor. Rekabet Kurulu’ndan marketlere 3 milyar TL ceza kestiren iktidar, yüzde 25 zam yapan fırıncıları tutuklatacak mı? Tamamıyla kendi inadı, ısrarı ve talimatıyla Merkez Bankası’na (MB) aldırdığı zoraki faiz indiriminin yarattığı bu ekonomik depremin sorumluluğunu üzerinden atmak, iktidara ve şahsına yönelik tepkileri bastırmak amaçlı bu talimat, göz boyamaktan öte bir şey değildir.

Şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan döviz piyasalarında yaşananların gerçek nedenlerini öğrenme konusunda samimiyse önce Devlet Denetleme Kurulu’na “128 milyar dolarlık MB döviz rezervinin ve kamu bankalarındaki milyarlarca doların hangi düşük kurdan kimlere satıldığını, MB kasasısın nasıl boşaltıldığını, bu operasyonla kimlere haksız kazanç ve servet aktarıldığını” soruşturmasını istesin. İki ay önce fahiş fiyatla mücadele adı altında 5 market zincirine etiket teftişi başlattı. Kimseden talimat almaması, özerk olması gereken Rekabet Kurulu devreye girdi ve market zincirlerine 3 milyara yaklaşan para cezası kesti. Marketlerin hepsi cezanın haksız ve dayanaksız olduğunu öne sürüp yargıya gitti.

Etiket teftişlerinden sonra enflasyon, fiyatlar düştü mü? Aksine her şey daha pahalandı. Fiyatlar katlandı. Şekere, una, ayçiçek ve zeytinyağına, deterjana kota geldi. Raflardaki ürünler kilit altında satılıyor.

Malatya’da son 1 yıl içerisinde 200 gram ekmeğin fiyatı önce 1,5 liradan 2 liraya çıkarıldı. Ardında da kısa süre önce 2 liralık ekmek 2,5 liraya satılmaya başlandı.

Benzine, mazota, oto gaza haftada ikiye çıkan zamlar sonrası taksici esnafı yüzde 100 zam istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi yaptığı yanlışları sorgulayacağına devlet sopasıyla, emrindeki kurullara inceleme-soruşturma talimatı ve tehditlerle kurları, fiyatları, enflasyonu düşüreceğini, herkesin yatırım yapmaya koşacağını zannediyor.
Olmayınca ne yapacak? Fırıncılar Odasına, Taksiciler ve Şoförler Federasyonuna, Ayçiçek ve zeytinyağı, un-makarna üreticilerine, Ziraat Odalarına inceleme soruşturma açıp, başkanlarını mı tutuklatacak?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı çıkmış, “Biz iktidara gelmeden önce dağlarda aç gezenler vardı” diyerek yalanda sınır tanımadıklarını kanıtlıyor. Bu iktidardan önce Türkiye yontma taş mı yoksa cilalı taş devrinde miydi? İnsanlar mağaralarda yaşayıp dağlarda avcılık-atıcılıkla mı karnını doyuruyordu? Bu gidişle “ateşi, tekerleği, karasabanı da biz bulduk, millete ineği koyunu evcilleştirip etinden-sütünden-yününden faydalanmayı biz öğrettik” diyecekler.
Halk yarınından endişe eder halde ekonomik gerçeklerin yakıcılığıyla boğuşurken, iktidar mensupları en tepeden başlayarak hayal âleminde geziyor! Çizgi roman kahramanları gibi ortada dolaşıp “sahte kurtarıcı” rolü oynuyorlar.

Editör: Haber Merkezi