İslam dini, yeryüzündeki tek dindir, indirilişi ile tüm dinleri lağveden bu yüce dinin bir mensubu olmak bahtiyarlığını lütfeden Rabbime hamd olsun. Bilindiğinin aksine İslam, sadece namaz kılıp oruç tutmaktan ibaret bir din değildir. Şöyle ki;
İslam dini, büsbütün bir ahlak,yaşam tarzı ve hayatın her alanını düzenleyen kurallardan oluşan; merhamet, adalet ve nizam esaslarına dayalı bir sevgi dinidir. İslam dinini dava edinenler, onu yaşamakla,temsil etmekle mükellef olduklarını bilirler. İslamı anlatarak yaymaktan ziyade aslolan, onu yaşayarak insanlara ulaştırmak daha doğru ve daha etkili bir yöntemdir. İslamı kendine dava edinenlerin hayatlarına baktığımızda onların mütevazı yaşam tarzları ile insani değerleri Allah'tan aldıkları emirler doğrultusunda hayatlarına nakış nakış işleyen, haklarında çok beğendiğim bir ifade ile "Yusuf yüzlü, sadık sözlü, Hamza yüreklidirler" denilmiş Allah dostlarıdır ki onlar, öyle güzel hasletlerle, nefislerini kışkırtan şeytana karşı sağlam iradeleri ile "dimdik duran" lardır. Burada kendimce çizdiğim bu portrede muhakkak eksiklikler bulunabilir ve bu maddeler sayfalarca çoğaltılabilir. Ancak benim gözümden bir dava adamının taşıdığı veya taşıması gereken özellikleri şöyledir;
Dava adamları, yaşamı, ahiretten dünyaya hicret bilirler, dünyada gurbetlik çekerler, esas yurtlarına dönmek için gece gündüz hazırlık yaparlar.
Dava adamlarının derdi büyüktür, onların küçük hesapları yoktur, insanlık için yaşarlar,  davaları ile düşünür, menfaatleri uğruna davacı olmazlar.
Dava adamları, nerde olurlarsa olsunlar gittikleri yeri gül bahçesine çevirirler, dünyalıkları bile ahirete basamaklarıdır.

Dava adamları, davaları için yaşarlar, onların sevdası bile davalarına hizmet içindir, yar dediği ona duacıdır, derdi ile dertlenendir.

Dava adamları, dünyalık namına çocukları, camileri, ağaçları, gökyüzünü, şiiri ve çayı çok severler. Haramı bilmezler, asla istemezler.

Dava adamları, sadece erkeklerden ibaret değildir, öyle hanımlar vardır ki erkeklerden daha çok dava adamıdırlar; Hz. Hatice (r.anha.) dava adamlarının hanımlar cephesinin en büyük önderidir.

Hz. Hatice (r.anha.), benim en büyük örneğimdir, Onun hayatı bana aşkı,sabrı, vefayı, infak etmeyi ve Allah'a hakkıyla kul olmayı öğütler.

Dava adamlarının yolları meşakâtlidir; tıpkı Hz. Hatice'nin (r.anha.)  Hira'ya Efendiler Efendisi Hz. Muhammed'e (sav.) yemek taşıma işini hizmetçilerine bırakmayıp kendisinin bizzat üstlenmesi gibi işleri dahi şuurlarıyla güzelleştirir ve Rıza-yı İlahi için bir vesile bilirler. İş küçümsemezler, topluma hizmeti davalarından bilirler.
Dava adamları davaları için yaşar, davaları için ölürler. Arkalarında gözü yaşlı insanlar ve tertemiz bir ahlak üzre yetiştirilmiş evlatlar bırakırlar...

Umulur ki ahiretleri dünyalarından tarif edilemeyecek ölçüde daha güzeldir. Allah (c.c), onların sayısını artırsın ve bizleri de onlardan eylesin.