Öncelikle Allah'ım, sen hepimizi affet! Sana layık bir kul olamadığımız için... Her nefes aldığımız için, bize tövbe şansı verdiğin için sana sonsuz şükürler olsun Allah'ım! Hepimiz tez vakitte samimi bir şekilde tövbe ederiz inşallah.
Hz. Muhammed'e (s.a.s) hayırlı bir ümmet olamadığımız için ya Resulullah, sen de hepimizi affet!
Geçmiş ve Gelecek Nesillerden de Af Dilemeliyiz
Şimdiki nesiller hem geçmiş nesillerden hem de gelecek nesillerden hem af dilemeli hem de özür dilemeli.
Hz. Muhammed (s.a.s), İslam'ı yaymak için ne savaşlar yaptı, nice şehitler verdi. Ne eziyetler ve zorluklar çekti. İnsanlığın ve ümmetinin rahat yaşaması, huzurlu ve mutlu olması için nice bedeller ödedi.
Geçmiş tarihimizden bugüne birçok padişah, sultan, komutan bu ülke için kazma kürekle, yoklukla, aç ve susuz savaşıp bu toprakları ne zorluklarla mücadele ederek kazandı. Tarihler ve zaferler kolay yazılmadı. Çok büyük ve ağır bedeller ödenerek kazanıldı. Ülkemizin her karış toprağı çok değerli ve kıymetlidir. Çünkü her karış toprağında şehit kanlarının olduğunu unutmamak gerekir.
Geçmişin değerini bilmeyen bir topluluk, geleceğe güzel bir miras bırakamaz. Şimdi gençlere veya kendimize soralım: Geçmişten günümüze neler yaşanmış, buralara nasıl gelinmiş? Maalesef "yiyelim, içelim, gezelim, günümüzü gün edelim" anlayışı hakim. Kötü alışkanlıkların aşırı yayıldığı ve geçmiş nesillere bağlı kalamadığımız için tüm geçmiş insanlardan af diliyoruz. Gelecek nesillere ahlakı, saygı ve sevgiyi, güzellikleri, adaleti vb. birçok manevi değeri ve kültürü taşıyamadığımız için gelecek nesillerden şimdiden özür diliyoruz. Vakit geç olmadan inşallah her anlamda kendimize çeki düzen veririz.
Özgürlük Dediler; Ahlak, Edep ve İnsanlık Kalmadı
İnsanda artık utanma, çekinme, sıkılma duygusu kalmadı. Avrupa'ya özenmek için ahlakı kaybettik. Aileyi kaybettik. Komşuyu kaybettik. İnsanlığı kaybettik.
Özgürlük dediler, toplum çıplak hale geldi; özgürlük dediler, küfür arttı; özgürlük dediler, anne babaya ve büyüklere saygı kalmadı; özgürlük dediler, boşanmalar aşırı arttı; özgürlük dediler, zina aşırı arttı; özgürlük dediler, hırsızlık arttı; özgürlük dediler, hakaret arttı; özgürlük dediler, kişi hürriyetine saldırdılar. Yanlış anlaşılan özgürlük ile çirkinliğin ve tüm kötülüklerin tavan yaptığı bir dönem yaşıyoruz. Özgürlük yanlış anlaşıldı.
Aslında özgürlük, kimsenin kimseyi ne giysisiyle ne konuşmasıyla ne de davranışıyla rahatsız etmemesidir. Özgürlük demek, daha ahlaklı davranmaktır. Özgürlük demek, kurallara riayet etmektir.
Devleti Zarara Uğratanlar
Devlet, vergi ile ayakta kalır. Maalesef özellikle ülkemizde tüm kurumların liyakatsiz insanlar yüzünden aşırı israf edilen malzemeler, anlamsız harcanan paralar, haksızlıkların ve yüz kızartıcı suçların işlendiği her türlü hamleler... Çoğu esnafın vergi ödememek için başvurduğu kaçak yollar... Maalesef devleti batırmak için nice edepsiz hareketlerde bulunan ve sürekli devleti kötüleyen bir avuç alçak...
Devlet demek, muhalefet ve iktidar demek değildir. Devlet, ülkenin içinde yaşayan her bireydir, her karış toprağı ve kurumudur. Ama işleyişi iktidar ve muhalefetin elindedir. Devletin her pürüzü, her sorunu için sorumlu olan devlet değil, tüm siyasi partilerdir.
Yani kısacası devlet hepimiziz. Devletimize ve birbirimize sahip çıkalım. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun birlik, beraberlik ve dayanışma içinde ülkemizi her anlamda yükseltelim.
Ahlakın olmadığı yerde adalet, adaletin olmadığı yerde de ahlak olmaz.
Birlik, Beraberlik ve Dayanışma İçinde Hep Birlikte Ülkemizi Yükseltelim
Hep birlikte doğayı koruyalım, geleceğe güzel ve yeşil bir doğa bırakalım. Daha yaşanır bir hayat bırakalım. Daha şeffaf ve adaletli bir sistem bırakalım. Zengin su kaynakları bırakalım. Örf ve kültürümüzü yaşatacak değerler bırakalım.
Bu duygu ve düşüncelerle daha güçlü bir Türkiye, daha yükselen bir ülke için gece gündüz çalışacağız. Hepinize saygılarımı sunuyorum.
Sağlıklı ve mutlu kalın.