Kanser tedavisinde her geçen gün yeni gelişmeler yaşanırken, girişimsel onkolojik yöntemler önemli bir tedavi alternatifi olarak öne çıkıyor. Girişimsel radyolojinin alt birimi olan bu yöntemler, doğrudan tümörlü dokuyu hedef alarak kanser tedavisinde etkili sonuçlar sağlıyor.
Prof. Dr. Okan Akhan, son 25 yılda girişimsel radyolojik tekniklerin gelişmesiyle birçok yeni işlemin tanımlandığını belirterek, bu yöntemlerin kanserin seyrini değiştirdiğini ifade etti. Girişimsel onkolojide uygulanan ablasyon teknikleri sayesinde tümörler tamamen yok edilebiliyor. Özellikle 3 santimden küçük tümörlerde bu yöntemler oldukça başarılı sonuçlar veriyor.
Ablasyon Teknikleri ile Tümörler Yok Ediliyor
Prof. Dr. Akhan, “Girişimsel onkolojik işlemlerin gelişmesiyle, doğrudan tümörlü dokuyu ortadan kaldıracak ablasyon yöntemleri uygulanabiliyor. Eğer tümör 3 santimden küçükse, bu tekniklerle tümör dokusu tamamen tedavi edilebiliyor. Ayrıca TAKE (Transarterial Kemoembolizasyon), TARE (Transarterial Radyoembolizasyon), Kemosaturasyon ve LIOX işlemleriyle tümöre damar içerisinden ilaç veya ışın tedavileri uygulanarak tümör dokusunun küçültülmesi veya yok edilmesi sağlanıyor,” dedi.
Karaciğerin birincil kanseri olan hepatoselüler kanserlerde (HCC), lezyonların 3 santimden küçük olması durumunda ablasyon tekniklerinin uygulandığını belirten Prof. Dr. Akhan, daha büyük veya çok sayıda kitlelerde ise TAKE ve TARE yöntemlerinin tercih edildiğini söyledi.
Metastazlarda Girişimsel Yöntemler Etkili
Girişimsel radyolojik ablatif tekniklerin karaciğer ve akciğer metastazlarında, böbrek tümörlerinde, pankreas ve prostat tümörlerinde etkili bir şekilde kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Akhan, ayrıca kemik metastazları ve yumuşak doku tümörlerinde de bu yöntemlerin başarılı sonuçlar verdiğini belirtti. Tiroidin iyi huylu tümörlerinde ve memenin ameliyat edilemeyen iyi huylu veya kötü huylu tümörlerinde de girişimsel yöntemlerin giderek daha fazla tercih edildiğini söyledi.
Malign melanom (cilt kanseri) ve ilaçlara dirençli meme kanserinin karaciğere metastazı durumunda en etkili tedavi alternatifinin kemosaturasyon olduğunu belirten Prof. Dr. Akhan, yeni gelişen LIOX ve benzeri işlemlerle karaciğere ve diğer organlara daha etkili ilaç verilmesinin mümkün hale geldiğini ifade etti. Primer akciğer kanseri olup cerrahi yapılamayan hastalarda da ablasyon tekniklerinin kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Akhan, “Akciğer metastazlarının tedavisinde de ablasyon teknikleri ve SBRT (Stereotaktik Vücut Radyoterapisi) uygulanabiliyor,” dedi.
Multidisipliner Yaklaşımın Önemi
Prof. Dr. Akhan, kanser tedavisinde başarının sağlanabilmesi için hastaların multidisipliner bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. “Hastaya en doğru tedavinin en uygun zamanda uygulanması, tedavi başarısını artırır, sağkalımı uzatır ve yaşam kalitesini yükseltir. Bu nedenle multidisipliner tümör konseylerinin oluşturulması ve her kanser hastasının bu konseylerde tartışılması büyük önem taşır,” ifadelerini kullandı.
Girişimsel onkolojik yöntemler, kanser tedavisinde sunduğu yenilikçi yaklaşımlar ve başarılı sonuçlarla hastalara umut olmaya devam ediyor. Tedavi süreçlerinin kişiye özel planlanması ve doğru tekniklerin uygulanması, kanserle mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.