Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş suikastıyla ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı:

BÜLENT ARINÇ KİMLERDEN KORKUYORSinan Ateş suikastı ile ilgili “Girift ilişkiler” açığa çıkmasına rağmen “Bir el” ısrarla dosyayı “Sıradan cinayet” olarak kapatma gayretinde. Oysa herkes her şeyi biliyor. Fakat hukuk kişilere göre değişiyor. Yıllar boyu Ergenekon, Balyoz, Askerî Casusluk gibi kumpas davalarında sahte dijital delillere rağmen “Delilleri karartma, kaçma şüphesi” ile tutuklama ve yıllar süren tutukluluğun devamı kararlarına tanık oldu Türkiye… Ateş suikastında güvenlik kameralara, HTS kayıtlarına rağmen sessiz-sedasız “Adli kontrol ile serbest bırakma” kararlarına bir Allah'ın kulu mantıklı açıklama yapabiliyor mu?“Profesyonel tetikçiler bulunmuş. Polis-mahkeme ayarlanmış” iddiaları ayyuka çıkarken kimseden çıt çıkmıyor. Yandaş medya ile sosyal medyada “İtibar infazı”na dair iğrenç iftiralar atılıyor. Çete lideri Doğukan Cep'in ifadesindeki “İşimizi takip etmediği için vurduk” sözleri mutebermiş gibi gösteriliyor. Oysa tetikçilerin avukatı ortada. Aynı avukatın kimlerle ilişkilerini cümle alem biliyor. Suikastın siyasi ayağını sağır sultan duymuş. Kör balıkçı görmüş ama inkâr ediliyor.Bu arada “Saray suskunluğunu koruyor.” Siz bakmayın “Telefon ile aradı. Taziyede bulundu” haberlerine. Ateş ailesini Erdoğan'ın aradığı üfürmeleri de yalan. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı sitesinde tek satır yok. Günde 3-4 saat konuşan Erdoğan'dan bir defa “Allah rahmet eylesin” sözünü duyan var mı?Yok efendim; “MİT bu suikast ile ilgili önemli dosyayı, Erdoğan'a sunmuş”. Erdoğan da “Sonuna kadar gidilsin!” talimatını vermiş. Öyle mi? Biz de yedik… Zam miktarlarından, kış lastiği konusuna kadar her fırsatta en az 20 televizyonda canlı konuşan Erdoğan, bu konuyu bir defa bile ağzına almadı. Bakalım 31 Ocak günü Bursa mitinginde “Sinan Ateş” diyebilecek mi?Gelelim Sedat Peker'e konulan “İletişim kısıtlaması”na… Milyonlarca izlenen videolarını bütün millet dört gözle bekliyor. “Seçimlere 2 ay kala konuşacağım” diyen Peker'i merakla bekliyor seçmen. Hatta “Sinan Ateş Suikastı” ile ilgili Sedat Peker'in tüm ayrıntıları bildiği, siyasi-hukuki ilişkiler ortaya çıkarılmazsa yeni fotoğraflar yayınlayıp gerçeğin ortaya çıkarılması için devreye gireceği iddialarını ciddiye alıyorum. Bu suikast açığa çıkarılmadığı müddetçe, seçimin sonucunu önemli ölçüde etkileyeceğine inanıyoruz. Peker'in sözünü yerine getireceğini biliyoruz. Ancak muhalefetin Birleşik Arap Emirlikleri'ne giderek, Sedat Peker ile görüşmesi önemli. Bir şekilde engelin ortadan kaldırılması şart.Son olarak Taksim patlamasını hatırlatmakta fayda var. Patlamadan 3-4 saat sonra zanlı gizlendiği yerde polis tarafından yakalandı. Saniye saniye geliş-gidiş görüntüleri medya ile paylaşıldı. Tüm ilişkiler ortaya çıkarıldı. Ancak başkentin göbeğindeki suikast ile ilgili tek görüntü yok. Oysa cinayetin gerçekleştiği yerde yüzlerce güvenlik kamerası var. Gidiş-dönüş istikametinde UKOME görüntüleri var. Kör alan yok. Araçların plakaları, markaları, hızları belli. Katillerin kullandığı motosiklet, buluşma noktaları da biliniyor. Motoru kullanan elde, ancak birlikte olduğu tetikçi 20 gündür ortada yok. Katilleri bulmak, ilişkilerini çözmek için televizyon programlarına mı başvurmak gerekiyor!Gelelim Bülent Arınç'a… Arınç, “Sinan Ateş suikastı” konusunda çok şey bildiğini belirterek “Konuşursam hedef olurum” diyor. Bu sözler aynı zamanda “Suç duyurusu”dur. Bir savcı yetmedi. İki savcı ve bir de koordinatör Başsavcı vekili var. Arınç'ı davet edip bildiklerini anlatmalarını istemeliler. Ve ifadesini dosyaya eklemeliler.Bülent Arınç milletvekilliği, bakanlık ve TBMM Başkanlığı yaptığı için “Korunuyor.” Devletin resmî, sivil polisleri birden fazla araç ile takip ediliyor. Sahi Arınç kimden korkuyor?Odatv.com
Editör: Haber Merkezi