Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen “Düşünce Dünyamızın Mimarları” başlıklı konferans dizisinin üçüncü etkinliği gerçekleştirildi. Sanat Merkezi Salonu’nda düzenlenen konferansta, Adıyaman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Recep Özdemir, İslam dünyasının önemli isimlerinden Malik Bin Enes’in hayatı ve fıkhi görüşlerini anlattı.

Doç. Dr. Özdemir, Tabiin neslinden olan Malik Bin Enes’in, İslam’daki dört büyük mezhepten biri olan Maliki Mezhebi’nin kurucusu olduğunu belirtti. “Günümüzde kişisel gelişim kitapları popüler olsa da, biyografi kitapları okumak kişiyi hayata daha iyi hazırlar” diyen Özdemir, İmam Malik’in hayatının önemli dersler içerdiğine vurgu yaptı.

“İmam Malik 100 Bin Hadis Ezberliyor”

Maliki Mezhebi’nin Türkiye’de yaygın olmadığını ancak dünya genelinde Hanefi ve Şafii mezheplerinden sonra en çok mensubu olan mezhep olduğunu ifade eden Özdemir, “İmam Malik’in İslam hukukuna fıkhi anlamda çok önemli katkıları vardır. ‘Muvatta’ adlı önemli bir eseri bulunmaktadır. Ayrıca, ravi ile ilgili ilimlerin oluşmasına öncülük etmiştir” dedi.

İmam Malik’in Hicri 93 yılında Medine’de doğduğunu belirten Özdemir, “İmam Malik, Medine’de ilimle ve hadislerle yoğun bir şekilde uğraşmış, sahabeden rivayetleri toplayarak fıkhi birikimi zenginleştirmiştir” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Özdemir, İmam Malik’in üstün bir zekâya sahip olduğuna dikkat çekerek, “Kur’an-ı Kerim’i kısa sürede hıfzetmiş ve 100 bin hadis ezberlemiştir” bilgisini verdi. Konferansta ayrıca İmam Malik’in hayatı, ilmî görüşleri ve İslam hukukuna katkıları detaylı bir şekilde ele alındı.

Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin bu tür programlarla düşünce dünyasının önemli isimlerini tanıtarak toplumu bilgilendirmeyi sürdüreceği belirtildi.

Halkın Kaymakamı Olarak Anılan Güher Sinem Büyüknalçacı Unutulmadı
Halkın Kaymakamı Olarak Anılan Güher Sinem Büyüknalçacı Unutulmadı
İçeriği Görüntüle

İmam Mâlik b. Enes (ö. 179/795)Kimdir
Mâlikî Mezhebinin Kurucusu ve Büyük Muhaddis

Ebû Abdillâh Mâlik b. Enes b. Mâlik b. Ebî Âmir el-Asbahî el-Yemenî, Hicri 93 (Miladi 712) yılında Medine’de dünyaya gelmiştir. Doğum yeriyle ilgili bazı rivayetler farklılık gösterse de, genel kabul gören bilgi onun Medine doğumlu olduğudur. Soyu, Arapların iki ana kolundan biri olan Kahtânîler’e dayanır ve Yemen kökenlidir. Dedesi Mâlik, tâbiîn neslinin büyüklerinden olup, sahabe-i kiramdan Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Âişe gibi isimlerden rivayette bulunmuş, aynı zamanda mushafın çoğaltılmasında görev almıştır.

İlim Hayatı ve Hocaları
İmam Mâlik, ilim tahsiline başlamadan önce gençlik yıllarında güvercin beslemeye meraklıydı. Ancak babasının bir sorusunu yanlış cevaplaması üzerine ilme yönelme kararı aldı. İlk hocası Abdurrahman b. Hürmüz el-A‘rec’tir ve onun yanında yedi yıl eğitim aldı. Ardından Medine’nin ünlü fakihlerinden Rebîatürre’y’den fıkıh dersleri aldı. Rebîatürre’y’nin re’y ağırlıklı yaklaşımına rağmen İmam Mâlik, hadis ilmine daha fazla bağlı kalmıştır.

En çok etkilendiği hocalarından biri de İbn Şihâb ez-Zührî’dir. Ayrıca Nâfi‘ (İbn Ömer’in âzatlısı), Ebü’z-Zinâd Abdullah b. Zekvân ve Yahyâ b. Saîd el-Ensârî gibi âlimlerin ders halkalarına da katıldı. İmam Mâlik’in ilim aldığı hocalarının sayısının yaklaşık 900 olduğu belirtilir ve bu hocaların 300’ü tâbiîn, 600’ü ise tebeu’t-tâbiîndir.

İlmî Şahsiyeti ve Eserleri
İmam Mâlik, yirmili yaşlarında fetva vermeye ve ders okutmaya başlamış, kısa sürede İslâm dünyasının önde gelen âlimlerinden biri haline gelmiştir. Mescid-i Nebevî’de başlattığı derslerini daha sonra sağlık sebepleriyle evinde sürdürmüştür. Derslerine İslâm dünyasının dört bir yanından öğrenciler katılmıştır. En meşhur eseri "el-Muvatta", hadislerin sistematik şekilde derlenmiş olduğu ilk eserlerden biridir ve hem hadis hem de fıkıh açısından büyük bir öneme sahiptir.

İmam Mâlik’in usul anlayışı, Kur’an ve Sünnet’e sıkı bağlılıkla şekillenmiştir. Medine halkının uygulamalarını da şer’i deliller arasında görmüş ve sahabe uygulamalarına büyük önem vermiştir. Fetva verirken titiz ve ihtiyatlı davranır, “bilmiyorum” demekten çekinmezdi. Rivayet edilen bir hadiste kendisine sorulan 40 sorudan yalnızca 5’ine cevap verdiği belirtilir.

Talebeleri ve Mâlikî Mezhebi’nin Yayılması
İmam Mâlik’in binlerce öğrencisi olmasına rağmen mezhebin yayılmasında etkili olan öğrencileri sınırlıdır. Abdullah b. Vehb ve Abdurrahman b. Kâsım gibi isimler, İmam Mâlik’in görüşlerini Mısır ve Kuzey Afrika’da yaymışlardır. Endülüs’te ise Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî gibi öğrencileri mezhebin tanınmasını sağlamıştır. Irak, Şam ve Medine gibi bölgelerde de İmam Mâlik’in talebeleri fıkıh ve hadis alanında önemli çalışmalar yapmıştır.

Siyasi Tavrı ve Hayatının Son Dönemi
İmam Mâlik, hem Emevîler hem de Abbâsîler döneminde yaşamış ve siyasî olaylardan uzak durmayı tercih etmiştir. Ancak, Medine valisinin emriyle haksız yere tutuklanıp kırbaçlandığı bir dönem de yaşamıştır. Bu olay, halkın büyük tepkisine yol açmış ve Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansûr’un özür dilemesiyle sonuçlanmıştır.

Medine’den neredeyse hiç ayrılmayan İmam Mâlik, 179 yılında (Miladi 795) Medine’de vefat etmiş ve Bakî‘ Mezarlığı’na defnedilmiştir. Vefatıyla ilgili farklı tarihler rivayet edilse de en yaygın kabul gören tarih 14 Rebîülevvel’dir.

Kişisel Özellikleri ve Mirası
İmam Mâlik, uzun boylu, beyaz tenli, güzel yüzlü ve mavi gözlü olarak tasvir edilir. İlme olan bağlılığı kadar dış görünüşüne ve yaşam tarzına da özen göstermiştir. Mütevazı ve vakur bir duruş sergiler, tartışmalardan kaçınırdı. Hz. Peygamber’in adını anarken yüzünün sarardığı ve Medine’de Peygamber’in hatırasına saygı göstermek için binek kullanmadığı rivayet edilir.

İmam Mâlik’in hadis ve fıkıh alanındaki katkıları, İslâm ilim geleneğinde önemli bir yer tutar. Mâlikî Mezhebi, onun ilmî mirasıyla şekillenmiş ve Kuzey Afrika, Endülüs ve bazı Arap ülkelerinde geniş bir takipçi kitlesi bulmuştur. Hadis ilmindeki titizliği ve fıkıhtaki derin anlayışı, onu İslâm dünyasının en büyük âlimlerinden biri yapmıştır.

Editör: Hasan Yağmur