Antrenörler, sporculara sadece bilgi aktarmakla yetinmeyip, onları hayata hazırlayan ve şekillendiren gerçek rehberlerdir.

Antrenör sadece bir eğitici değil aynı zamanda bireyleri daha sağlıklı bir yaşama hazırlayan ve onların hayata daha güçlü tutunmasına katkı sağlayan bir rehberdir. Sporcuya sadece teknik bilgi vermez aynı zamanda disiplin kazandırır özgüven aşılar ve sosyal gelişimine de destek olur.

Birçok kişi antrenörlüğü sadece antrenman yaptırmak gibi görür ama işin içinde iletişim var psikoloji var hatta zaman zaman pedagojik beceriler bile gerekiyor. Çünkü bazen bir sporcunun ihtiyacı olan şey doğru söylenmiş bir cümle ya da yalnız olmadığını hissettiren bir bakıştır.

Antrenör, sporcunun sadece fiziğine değil karakterine de dokunur. Sorumluluk almayı, birlikte hareket etmeyi, kazanmayı ama en çok da kaybettiğinde nasıl ayağa kalkacağını öğretir. Bu yüzden antrenörlük aslında sadece bir meslek değil bir insan yetiştirme işidir.

Bu yüzden antrenörlük, sahada başlar ama orada bitmez. Bazen bir omuza dokunuş, bazen sessiz bir destek, bazen de doğru zamanda yapılan yönlendirme bir sporcunun sadece kariyerini değil hayatını da değiştirir. Unutulmamalıdır ki, başarılı sporcuların arkasında daima onların potansiyeline inanan, sabırla emek veren bir antrenör vardır. Ve işte bu yüzden, antrenörlük sadece bir meslek değil; bir iz bırakma mesleğidir.